6 Haziran 2019 Perşembe

Empatik Bir Psikanalizden Kesitler



"Bir terapistle görüşmeye giden her hasta, zayıf ve yetersiz yönleri ile olduğu gibi kabul edildiğini hissetmek ister. Terapi sürecinde bir güven ve rahatlama alanı, kısacası beklenmedik olanla yüzleşmesini olanaklı kılacak bir güvenli alan bulmaya ihtiyaç duyar."

Bu sözler kitabın 19. sayfasında yer alıyor. Fransız psikanalist Serge Tisseron (1948) kendisinin ikinci analizinden geçme sürecini samimiyet ve duyarlılıkla anlatıyor. Analize gittiği kişi ise Fransa'nın en meşhur analistlerinden biri olan, Türkçede de Freud'un Otoanalizi ve Psikanalizin Keşfi (2003), Deri-Ben (2008) kitaplarından okuyabildiğimiz Didier Anzieu

Psikanalitik okumalara eğilimli ve meraklı olan okurların radarına çıkar çıkmaz takıldı bu kitap. Çünkü Tisseron, pek de yapılmayan bir şeyi yaparak kendi analiz sürecini anlatıyor. İlk başlardaki gerginliklerini, aktarım ilişkilerini, analistinin sessizliklerini bir bulmacanın parçalarını çözer gibi merakla çözmeye çalışıyor. 

"... Bana göre, hissetiklerimi doğru şekilde tanımlamaktan başka bir amacı yoktu. Başka bir deyişle, aslında onların gerçekliğini sorgulamak istiyordu. Ve bunu, hislerini kullanarak yapıyordu!" (Sf. 38)

Empatik Bir Psikanalizden Kesitler'in bölüm başlıkları bile insanı heyecanlandırıyor, meraklandırıyor: "Her Şeyi Değiştiren Yanıt, Papağan mı Kâhin mi?, Üzerime Takım Elbise Uydurduğu Gün, Melek Olmak İsterken Salak Olmak, Kıskandığını Söylediği Gün, Eldivenler Deri miydi Saten mi?" İçindekiler sayfasında bu başlıkları görünce ben kitabı yutar gibi okudum, sonra bir daha okudum. 

Kitapta dikkatimi çeken şeyler: Tisseron'un anlatım biçiminin ne kadar naif olduğu. Kendini tanımak ve daha yakından tanımak isteyen bir psikanalistin meraklı sorgulamalarını peşi sıra yapıyordu. Sonra kitabın akışında her bölümde önce analizinde yaşananları yazıyor sonrasında kendi teorik düşüncelerini paylaşıyordu. Tisseron şüphesiz bütün düşüncelerini paylaşmamıştır, ama size şu kadarını söyleyeyim paylaştığı kadarını kaleme alıp kitap olarak yayınlatmak çok cesurca bir hareket.

"Niçin bir önceki analistim, ailevi travmamın önemini kavrama konusunda bu kadar isteksizdi? Acaba omuzlarında, varlığından habersiz olduğu ve araştırmaktan kaçındığı benzer bir dramın yükünü mü taşımaktaydı? Başka türlü söylemek gerekirse, acaba kişisel ve ailevi öyküsünü aydınlatma çabası sırasında kendisine bir 'kör nokta' mı oluşturmuştu?" (Sf. 48)

Kimdir psikanalist? Her dediği ya da hiç demediği şey doğru mudur? İnsan kendini gerçekten yüzde yüz tanıyabilir, anlayabilir, keşfedebilir mi? Tisseron bu soruları önceki analiz sürecine de birkaç kez değinerek gündeme getiriyor. Analistin karşısında el pençe divan mı durmalı, yoksa onun ne düşündüğünü soracak kadar ileri mi gitmeli? Analizanla analist arasında nasıl bir otorite ilişkisi vardır? Kitabın başında Tisseron, bu ikinci analiz sürecinde meşhur divana uzanıp uzanmamak konusunda kararsızdır, daha doğrusu bu konuyu hiç düşünmediğini söyler. Analisti ise ondan bir yanıt bekler. Tisseron ise o anda hiç tasarlamadığı bir şey yapar ve analistine kendisinin ikinci analiz sürecinde ne yaptığını sorar. Bu ne cüret, diye ekler Tisseron. Ancak Anzieu (ilk analizi için Jacques Lacan'a gitmiştir) en ufak bir şaşırma belirtisi bile göstermeden ikinci analizini yüz yüze yaptığını söyler ve hatta gittiği analistin adını bile verir. Şok olan Tisseron kendini toparlar ve analizine yüz yüze devam etme kararı alır. 

Kitabın sonunda ise "Empati" kavramına ilişkin nefis açıklamalar var. 

Anladığınız üzere kitaptan bolca alıntı yapmak mümkün. Ancak şunu fark ettim; alıntılar yani okuduğumuz cümleler aynı olsa bile onları algılayışlarımız ve hayatımızda bir yere koyuşlarımız hepimizin farklı olacaktır. Bu yüzden daha fazla alıntı yapmayarak ve henüz okumadıysanız sizi iyice meraklandırarak yazıyı burada kesiyorum. Ee ne de olsa bir analizde süre bittiğinde siz ne kadar önemli bir şeyi anlatıyor olursanız olun, analistiniz size kapıyı gösterecektir :)

Hem sahi, eldivenler deri miydi saten mi?


Randevu ve iletişim için: tunabaharr@gmail.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum bıraktığınız için teşekkürler, en kısa zamanda dönüş yapacağım, sevgiler.