Kathryn Hunter etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kathryn Hunter etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2 Şubat 2022 Çarşamba

Macbeth'in Trajedisi

Macbeth'in Trajedisi adıyla gösterime giren yeni Macbeth filmi, sinematografi dalında Oscar'ı alır, buna şimdiden kesin gözüyle bakılıyor. (En iyi görüntü yönetimi.) Kaynaklara göre Schindler's List'ten bu yana (1993) hiçbir siyah-beyaz filme bu ödül verilmemiş, demek ki zamanı gelmiş.

Öncelikle hemen belirteyim ki, film dehşet bir şey. Tiyatro gibi, ama değil gibi de; yönetmen Joel Coen'in solo olarak çektiği filmde gerilim teması ön plana çıkıyor. Zaten Coen de bir gerilim filmi tasarladıklarını sözlerini ekliyor.



Siyahi oyuncuları artık alışageldiğimiz bir şekilde beyaz bilinen karakterlerin yerine oynatma furyası bu filmde de devam ediyor. Bildiğiniz üzere siyahilerden bir anlamda özür dileyen Hollywood sineması günah çıkarmaya devam ediyor. (Bu durumun en meşhur örneklerinden birini birkaç yıl önce tiyatro oyunu çekilen Harry Potter devam filmi Lanetli Çocuk'ta görmüştük; Harry'nin saz arkadaşlarından Hermione Granger karakterini siyahi aktris Noma Dumezweni canlandırmıştı.)


Macbeth'e dönelim. Joel Coen, bol Oscarlı hanımı Frances McDormand'ın Lady Macbeth performansını gördükten sonra projeye ikna olmuş. Coen'in Macbeth'inde Macbeth çiftini yaşlı karakterler olarak izliyoruz. Karakterlerin çocuk sahibi olma yaşlarının geçtiğini söyleyen McDormand, olayın bu yönüyle tahtı ele geçirme düşkünlüklerine boyun eğmelerini sağladığını belirtirken, Lady Macbeth'in çocuğunun olmamasının hikâyede çok önemli bir yer tuttuğunu vurguluyor.


Coen, 20. yy'ın başlarındaki Amerikan suç hikâyelerinde yaygın olan bir temanın Shakespeare'in Macbeth oyununda açık açık yazdığı şey olduğu görüyorsunuz diyor, o da cinayeti planlayan bir eş ve cinayeti gerçekleştiren bir koca; Coen burayı özellikle vurgulamanın ilginç olacağını düşünmüş.

Filmde Shakespeare'in oyunundaki dilin %85'i olduğu gibi kullanılmış, bu durum açıkçası normalinden farklı bir film izlediğimizi de film boyunca hissettiriyor. 


Filmde çok önemli bir yer tutan cadılara değinmeden geçmek zaten olmaz. Şahsi görüşüm, sinema tarihinde daha tüyler ürpertici cadı tipleriyle karşılaşmadığım yönünde olacaktır. Filmdeki üç cadı da Kathryn Hunter tarafından canlandırılıyor (zaten diğer ikisinin yüzünü hiç görmüyoruz.) Kathryn Hunter nasıl bir oyunculuk çıkarmış öyle, inanılır gibi değil. Sadece yetenekleri ve becerisi de değil, kostüm ve makyaj tasarımları, bunlara eklenen ses tonu izleyiciyi yerine çiviliyor resmen. 

Açıkçası sırf Denzel Washington Macbeth’e hayat veriyor, Frances McDormand da Lady Macbeth’i canlandırıyor diye filmi izlemeye başladım. İyi ki de izlemişim. Bu iki oyuncunun döktürüyor olmasının yanında fevkalade bir dekor ve atmosfer içinde çekilen film benim için unutulmayacak filmler köşesine şimdiden eklendi.