Tara Westover Talebe etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Tara Westover Talebe etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Nisan 2022 Çarşamba

Talebe

Bipolar bozukluğu saplantı haline getirdim. Psikoloji dersi için araştırma tezi yazmamız gerekiyordu, ben de tez konusu olarak bunu seçtim ve o mazeretle üniversitedeki her sinirbilimci ve bilişsel alan uzmanıyla görüşme yaptım. Onlara Babamdaki belirtileri anlattım ama Babama değil, uydurma bir amcaya atfederek. Belirtilerin bazıları birebir uyuyor, bazılarıysa uymuyordu. Profesörler bana her vakanın farklı olduğunu söyledi. 


"Senin tarif ettiğin daha çok şizofreniye benziyor," dedi biri. "Amcan hiç tedavi gördü mü?"

"Hayır," dedim. "Doktorların da devlet komplosunun bir parçası olduğunu düşünüyor."

"Bu sahiden işi zorlaştırır," dedi. 

Bir buldozerin gizli kapaklılığıyla tez konumu, bipolar ebeveynlerin çocukları üstündeki etkileri olarak belirledim. Suçlayıcıydım, gaddardım. Bipolar ebeveyn çocukları çifte risk altındadır, diyordum: Birincisi, kalıtımsal olarak duygudurum bozukluklarına yatkındırlar, ikincisi stresli ortama ve bu tür bozuklukları olan ebeveeynlerin yetersiz ebeveynliklerine maruzdurlar.

Derste sinir ileticileri ve onların beyin kimyası üstündeki etkilerini öğrenmiştim. Hastalığın bir tercih olmadığını biliyordum. Bu bilgi Babama karşı anlayışlı olmamı sağlayabilirdi ama sağlamadı. Tek hissettiğim öfkeydi. Bedelini biz ödedik, diye düşünüyordum. Anne. Luke. Shawn. Yaralandık berelendik, sarsıntı geçirdik, bacaklarımız yandı, kafamız kesilip açıldı. Daimi bir dikkat hali, kesintisiz bir dehşet içinde yaşadık. Beyinlerimiz kortizol akınına uğradı çünkü tüm bu olanların her an yeniden yaşanabileceğini biliyorduk. Çünkü Babam için inanç daima güvenlikten önce gelirdi. Çünkü kendisinin haklı olduğuna inanırdı ve inanmaya devam etti; ilk araba kazasından sonra, ikincisinden sonra, çöp tenekesinden, yangından, paletten sonra. Bedelini ödeyense hep bizdik.

Tezimi teslim etmemden sonraki hafta sonu Buck's Peak'e gittim. Eve geleli bir saat olmamıştı ki Babamla tartışmaya tutuştuk. Arabaya karşılık ona borçlu olduğumu söylüyordu. Aslında sadece biraz lafını etti ama ben çılgına döndüm, histerikleştim. Hayatımda ilk defa Babama bağırdım; araba konusunda değil, Weaver'lar konusunda. Öfkeden öyle tıkanmıştım ki konuştuklarım kelime gibi değil, boğuk, kesik hıçkırıklar şeklinde çıkıyordu. Niye böylesin sen? Neden bizi öyle korku içinde yaşattın? Neden uydurma canavarlara karşı o kadar savaştın da, kendi evindeki canavarlarla ilgili hiçbir şey yapmadın? 

Babam hayretler içinde bakakaldı. Ağzı açıldı, elleri iki yanına sarktı, bir şey yapmak için kaldırmak istiyormuş gibi seğirmeye başladı. Onu steyşın vagonumuzun enkazı yanına çömelip elektrik telleri ölümcül akımlar gönderdiği için dokunma imkânı bile olmadan Annenin yüzünün gerilip şişmesini izlediği günden beri böyle çaresiz görmemiştim.

Utançtan ya da öfkeden, fırlayıp gittim. Arabayı hiç durmadan BYU'ya kadar sürdüm. Babam birkaç saat sonra aradı. Cevap vermedim. Ona bağırmak bir çare olmamıştı, aldırmamak olurdu belki.

Dönem bittikten sonra Utah'tan ayrılmadım. Buck's Peak'e gitmediğim ilk yazdı bu. Babamla hiç konuşmadım, telefonda bile. Kasti bir yabancılaşma değildi bu. İçimden ne görmek geliyordu onu ne de sesini duymak. O yüzden de hiçbirini yapmadım. 

- Tara Westover, Talebe