stoacı bilgelik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
stoacı bilgelik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25 Mart 2023 Cumartesi

Marcus Aurelius - Düşünceler

İnsan ömrü bir an sürer, özümüz artsız aralıksız bir akış*, algımız belirsiz, tüm bedenimiz bozulmaya yazgılı, ruhumuz bir kargaşa, yazgımız öngörülmez, ünümüz güvenilmezdir.   


Tek sözcükle, bedenimize ait olan her şey akan bir ırmaktır, ruhumuza ait olan her şey de salt düş ve yanılsamadır; yaşamımız yabancı bir ülkede savaş zamanı ve yolculuktur, ölümden sonraki ünümüz ise unutuluştur. Bize koruyacak ne kalıyor geriye?

Tek, biricik şey, felsefe. Bu da; içimizdeki koruyucu ruhu el değmemiş ve arı olarak koruyabilmekte yatar, her zaman hazlara ve acılara egemen, rastgele ya da yapmacık amaçlar ya da ikiyüzlülükle davranmayan, başkalarının belli bir şeyi yapmalarından ya da yapmamalarından bağımsız; bundan başka kendisine ait olan her şeyi, ona ayrılan her şeyi, kendisiyle aynı kaynaktan gelen bir şey gibi alır; her şeyden önce de ölümü dingince bekler, çünkü onun her canlının oluştuğu öğelerin serbest bırakılmasından başka bir şey olmadığına inanır. Eğer bu öğeler için durmadan birbirlerine dönüşmekte korkulacak bir şey yoksa, onların tümünün değişmesinden ve dağılmasından biz niçin korkalım? 

Çünkü bu doğaya uygundur, doğaya uygun olarak meydana gelen hiçbir şey kötü olamaz.

* Marcus Aurelius burada, ölümün ve yok oluşun "ilgilenilmemesi gereken sorunlar" olduğunu; önemli olanın "içimizdeki koruyucu ruhu" korumak olduğunu öne süren temel Stoacı görüşü güçlendirmek için; Herakleitos'un imgeleriyle (akış, akan bir ırmak, durmadan değişen), kinik imgeleri (düş ve aldanış, ünün güvenilmezliği) birleştiriyor.

- Marcus Aurelius, Düşünceler

6 Ocak 2022 Perşembe

Stoacı Bilgelik

- "Dayan ve nefsine hâkim ol..." Stoacıların ünlü özdeyişi. Söylemesi kolay...

- Sponville: Bunu tembelliğe ya da uyuşukluğa bir övgü olarak anlamamaya dikkat edelim! Stoacı bilgelik, kabullenme üzerine kuruludur: Bilge, olup biten her şeye razı olur, çünkü bütün bunlar ona bağlı değildir. Ama etkin olmaktan kesinlikle vazgeçmez. Tam tersine: Bilgeliği aynı zamanda eylem üzerine kuruludur. Müdahale edebileceği şeyler söz konusu olduğunda, bilge sadece kötü olandan, ona yakışmayandan ya da özgürlüğüyle bağdaşmayandan uzak durur. Geri kalanı için elinden geleni yapar. 


(André Comte-Sponville)

Epikurosçuluk bir zevk sanatıysa, Stoacılık bir irade sanatıdır. Epikuros'a göre giderilebileceği hemen hemen kesin olan arzulara, yani doğal ve gerekli olanlara ayrıcalık tanımak gerekir. Stoacılar da, bir bakıma tatmin edilmesi hemen hemen kesin olan arzuları üstün tutarlar. Ama bunlar, doğal ve gerekli arzular değildir: Zorbanın teki gelip pekâlâ yiyip içmemi engelleyebilir... Yüzde yüz tatmin edilebilen yegâne arzular, tatmini bize bağlı olanlardır, yani bir iradenin nesnesi olanlar. 

Suyunuz var mı? İçmek isteyebilirsiniz. Ama ya su yoksa? O zaman içmeyi umut edebilirsiniz ama kesinlikle isteyemezsiniz. (Yani size bağlı olmayanı arzulamış olursunuz; işte bu nedenle bilge kişi hiçbir umut beslemez.) Bu rahatsız durumda bilge, bazen zannedildiği gibi susuzluğu istemez (susuzluk ona bağlı değildir), ama susuzluğa ağır başlılıkla katlanmaya bakar, böyle de yapar zaten. Daha pek çok örnek verebiliriz. Hastayken keşke sağlıklı olsam, demeniz, bir istek değil -bu size bağlı değildir- bir umuttur. Ne var ki umut, doyurulması sizin elinizde olmayan bir arzudur. Mümkünse tedavi olmayı istemek ya da kaçınılmazsa ölümü serinkanlılıkla kabul etmek daha iyidir. Bize bağlı olmayanı kabul etmek bize bağlıdır!

- Yani mümkün olduğu kadar azını umut edeceğiz...

- Sponville: Mümkün olduğu kadar çoğunu isteyebilmek için! Bilge, hiçbir umut taşımamasından belli olur: O artık salt irade, yani kabulleniş (kendine bağlı olmayan her şey için) ve eylemdir (kendine bağlı olan her şey için.) İşte bu nedenle özgürdür (canı ne çekerse yapar); işte bu nedenle mutludur (bütün dilekleri olur, çünkü sadece olan ya da kendi yaptığı şeyleri ister.) İstemeyi öğrenmek için umuttan kendini kurtarmaktır söz konusu olan. 

Seneca'nın Lucilius'a yazdığı mektupta geçen bir cümlenin anlamı da budur: "Umut etmeyi unuttuğunda, sana istemeyi öğreteceğim." Sana bağlı olmayanı arzulamayı unuttuğunda, ki bu seni köleliğe ve mutsuzluğa mahkûm eder, sana bağlı olanı arzulamayı öğreteceğim, bu seni özgürlüğe ve mutluluğa götürür. 

André Comte-Sponville, Mutluluğun En Güzel Tarihi