Hamnet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Hamnet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

8 Haziran 2022 Çarşamba

Hamnet, Maggie O’Farrell

Evin kapısına üç kez sertçe vuruluyor: güm, güm, güm.

Kapıya, en yakın duran Hamnet bakıyor. Kapı açılırken, Hamnet ufak bir çığlık atarak kamburunu çıkarıyor: Basamakta duran korkunç bir şey, kâbuslardan, cehennemden fırlamış, şeytanın elçisi bir yaratık var. Upuzun, siyah pelerinli, yüzüne gudubet, insan yüzüne benzemeyen, dev bir kuşun gagası gibi sipsivri uzayan bir maske takmış.

"Hayır," diye haykırıyor Hamnet, "git buradan." Kapıyı çarpmaya yelteniyor ama yaratık tek elini uzatıp ürkünç, doğaüstü bir güçle tutarak kapamasını engelliyor. "Git buradan," diye bağırıyor Hamnet bir kez daha, bir tekme savurarak.

Derken babaannesi gelip onu yana iterek durumda hiçbir gariplik yokmuş gibi hortlaktan özür diliyor, hastaya bakması için eve buyur ediyor. 

Ağzı olmayan hortlak da konuşarak eve girmeyeceğini, giremeyeceğini, ayrıca evde olanların da o andan itibaren dışarı çıkmaması, sokaklarda dolaşmaması gerektiğini, salgın bitene kadar evde kalmak zorunda olduklarını söylüyor.

Hamnet geriye doğru bir adım attıktan sonra bir adım daha atıyor. Caddeye bakan pencereye gidip müşterileriyle görüştüğü bölmeyi açmış olan annesiyle çarpışıyor. Annesi gelene bakmak için dışarı sarkıyor.

Hamnet hemen annesinin yanına fırlayıp yıllardır ilk kez elini tutuyor. Annesi ona bakmadan parmaklarını sıkıyor. "Korkma," diye fısıldıyor. "Doktor gelmiş."

"Doktor mu?" Hamnet gözlerini basamakta durmuş hâlâ babaanesiyle konuşan adama dikiyor. "Peki neden öyle...?" Kendi yüzünü, burnunu gösteriyor.

"Maske takmış çünkü bu sayede korunacağını düşünüyor," diyor annesi.

"Vebadan mı?"

Annesi başını sallıyor.

"Korur mu peki?"

Annesi dudaklarını sarkıtıp başını iki yana sallıyor. "Sanmam. Ama eve girmemek ve hastaya bakmayı reddetmek koruyabilir," diye homurdanıyor.

Hamnet ona dokunarak kendini koruyabilecekmiş gibi, öbür elini de annesinin güçlü, uzun parmaklarının altına sokuyor. Doktorun elini çantasına sokarak çıkardığı bir paketi babaannesine verdiğini görüyor. 

Adam tekdüze bir sesle, "Bir bezle kızın karnına bağlayın," diyerek, Mary'nin eline tutuşturduğu birkaç bozukluğu kabul ediyor, "ve üç gün çıkarmayın. Sonra bir soğanı alıp-"

"Nedir o?" diyerek adamın sözünü kesiyor Hamnet'in annesi, pencereden dışarı sarkıp. 

Doktor dönüp ona bakınca, o korkunç sivri gagası da onlara dönüyor. Hamnet annesinin yanına siniyor. Adamın ona bakmasını istemiyor; bakışlarının ona değmesini istemiyor. Adamın gözleriyle görülmenin, fark edilip hafızasına kaydedilmenin korkunç bir uğursuzluk getireceği, onun yüzünden korkunç bir kadere mahkûm olacakları gibi çılgınca bir fikre kapılıyor. Koşup kaçmak, annesini de peşinden sürüklemek, adam içeri giremesin, bakışları kimseye değmesin diye kapıyı pencereyi sıkı sıkı kapamak istiyor.

Ama annesi zerre kadar korkmuş değil. Doktorla Hamnet'ın, müşterilerle görüştüğü pencerede duran annesi bir an göz göze geliyor. Hamnet erkekliğe geçiş yapmak üzere olan bir çocuğun keskin berraklığa sahip zihniyle, adamın annesinden hiç hoşlanmadığını anlıyor ve görüyor. Adam Hamnet'ın annesine kızgın: Annesi ilaçlar satıyor; kendi şifalı otlarını yetiştiriyor; yapraklar ve çiçekler, ağaç kabukları ve öz suları toplayıp insanları nasıl iyileştireceğini iyi biliyor. Adamın, annesine beddua ettiğini görüyor Hamnet birden. Annesi hastalarını elinden alıyor, onun pastasından, işinden pay alıyor. Yetişkinlerin dünyası o an Hamnet'a öyle akıl karıştırıcı, karmaşık, öylesine kaypak görünüyor ki. O dünyada kendi yolunu nasıl bulacak? Nasıl becerek?

Doktor gagasını şöyle bir yana yatırıp Hamnet'ın annesini duymamış gibi tekrar babaannesine dönüyor. 

- Maggie O’Farrell, Hamnet