2021 biterken etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
2021 biterken etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

31 Aralık 2021 Cuma

2021 Biterken...

2021 yılının son günündeyiz sevgili blog okuru. Bu yıl boyunca herkes kadar ben de arıza yaptım, yolda kaldım, vaziyetler sıklıkla patladı. Bloga yazamadığım zamanlarda da çalıştım durdum, zira yapacak başka bir şey bilmiyorum. Ara ara paylaştığım yazı ve kitap alıntılarını takip ettiğiniz için teşekkür ederim.

Ben de kendi 2021'im için bir döküm yaptım. Neler yaşadım ana hatlarıyla; düşününce, bazı yerler fantastik geldi bu fani kulunuza. 

Ama önce, ilk defa bu yıl gördüğüm, efsanevi oyun yazarı ve yönetmen Ingmar Bergman'ın İsveç'teki çalışma odasının fotoğraflarını paylaşayım, zira bu odaya kalbimi bıraktım desem yeridir.



(Fotoğraflar: Anders Danielsen Lie)

2021'e eski çalıştığım okulda girdim, pandeminin etkileri ve okulun yaşadığı mali kriz beni Şubat ayında ayrılmaya zorladı. Yaklaşık 5 yıldır çalıştığım ve bir çeşit duygusal bağ kurduğum kurumdan radikal bir şekilde ayrılmak benim için de sürprizdi aslında. İstifamın ardından bir hafta sonra yeni kurumda çalışmaya başladım ve adresim Beşiktaş oldu. Beşiktaş'la birlikte Marmaray seferleri ve Üsküdar-Beşiktaş arası çalışan deniz motorları her gün işe gelip-giderken kullandığım taşıtlar oldu. 

Şubat ayında bir sürpriz de yüksek lisans kabulü almamdı. Aslında olurdu-olmazdı, yapardım-yapamazdım derken kendimi Klinik Psikoloji bilim sınavında buldum ve programa kabul aldım. Yeni bir meydan okuma böylece hayatıma girmiş oldu. Bu program daha çok çalışmak, artık alanımda bir uzman adayı olmam demekti. İnsan psikolojisine dair dünya kadar şey öğrendim, farkındayım ki bildiklerim bilmediklerimin belki yüzde biri. 

Şubat ayında yaşadığım bu iki büyük değişim hayatımı yeniden yapılandırmamı sağladı. Eskisine göre zamanı daha iyi kullanmam, işimi daha iyi yapmam, daha iyi kitap seçmem anlamına geliyordu benim için.

Film/dizi adına oldukça ölü bir yıl geçirdim. Neler izledim pek hatırlamıyorum bile. Hatırladığım iki film kalmış aklımda. Şiva Bebeği ve The Father. Dizi olarak travma sonrası stres bozukluğunu iyi anlattığını düşündüğüm dört bölümlük Apple Tree Yard var. 

Kitaplar adına yine oldukça mutlu olduğum bir seneydi. Daha iyi kitaplar okuduğumu düşünüyorum. Sürekli artan kitap fiyatları birçok okuru korkuttuğu gibi beni de korkutuyor. Yayıncılık sektörü çok ama çok ciddi bir krizin içinde şu an. Okuyup çok sevdiğim kitaplardan bazıları:

1) Lucia Berlin, Temizlikçi Kadınlar İçin El Kitabı

2) Vigdis Hjort, Miras

3) Edouard Louis, Eddy'nin Sonu

4) Albert Sanchez Pinol, Soğuk Deri

5) Aleksandros Papadiamantis, Hadula

6) Jean Louis Fornuier, Tek Yalnız Ben Değilim

7) Fethiye Çetin, Anneannem

Yılın son günlerinde Faruk Duman okumaya başladım, Ve Bir Pars Hüzünle Kaybolur'dan sonra Sus Barbatus üçlemesine başladım, şu an ikinci kitaptayım. Çok beğendiğimi söylemeliyim. İlerleyen günlerde Annie Ernaux'nun Seneler'ini, Tara Westover'ın Talebe'sini okuyacağım. Kurgu dışı olarak da sırada; Beyin ve İç Dünya ile Sanatçının Kendine Yolculuğu var. 

Son olarak... bunu söylemeli miyim hiç bilmiyorum ama kendime motivasyon olsun diye yazmak belki daha sağlıklı olur. 2009'da Petunya'nın yazımını bitirdiğimden beri hiç kitap yazmadım. Ancak herkesten gizlediğim yeni romanımın ilk notlarını 2016'da almaya başlamıştım. Kasım 2021'den beri bu kitabı bitirmem gerektiği yönünde kendime baskı yapıyorum. 2022'de yüksek lisansla birlikte yeni romanı bitirebilmeyi gerçekten çok istiyorum. Tüm enerjimi bu ikisine vereceğim gibi duruyor. 

Ruh ve beden sağlığımızı koruduğumuz, huzurlu ve mutlu olduğumuz, sevdiğimiz işleri yaptığımız ya da yaptığımız işleri sevdiğimiz bir yıl dilerim hepimize. Görüşmek üzere...

- Tuna