Tanca'ya Gece Feribotu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Tanca'ya Gece Feribotu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23 Mart 2022 Çarşamba

Tanca'ya Gece Feribotu

Yumruk Ana ile Beş Kızı

Algeciras limanında, Ekim 2018

Zaman burada tuhaf dolambaçlarla ilerliyor. Nerede olduğunuzu bilmediğiniz, saatin kaç olduğunu hatırlamadığınız günler ve geceler geçiyor. İnsanlar gelip geçiyor. Yüzleri sonsuz; dudakları sessizce dikkati dağıtan yedi şeyi fısıldıyor. Yakında gemiler tekrar gelip gitmeye başlayacak. Suyla birlikte hareket edince kalplerimiz de kıpırdıyor. Karmaşık makineleriz. Algeciras limanında saatler birbirine karışıyor şimdi. Silinip gitmekte olan İrlandalı gangsterlerin uzun bekleyişi sürüyor -


Neyi merak ettim, biliyor musun Maurice?

Söyle bakalım Charlie.

Ölümü, Moss. 

İşte başlıyoruz. 

Söylendiği kadar beter bir iş mi dersin?

Nasıl yani?

Kapıya dayanması bir açıdan rahatlatıcı değil mi? Ölüm Meleği çağırınca biraz olsun ferahlamıyor mudur insan?.. Sessiz ol... Dinle bak?.. Kanatlarını nazikçe çırpıyor... İşitiyor musun?

Charles?

Onsuz daha mı iyi olurdu durumumuz Maurice? Bunu soruyorum. Onca saçmalık sürüp gitse daha mı iyiydi?

Çocuk oyuncağı olmayacak Charlie. Ölüm yani.

Nihai son mu sence?

Öyle olduğunu söylemiyorum. Çocuk oyuncağı değil diyorum yalnızca. 

Eski dostumuz ölüm hakkındaki görüşlerim iyi benim. İşe bak ki öyle. 

Ne görüyorsun orada Charlie? Yolun sonunda?

Çiçekli bir çayır görüyorum diyemem. Bir an için bile düşünmedim öyle olduğunu. Ayışığıyla aydınlanan bir körfez de görmüyorum. Tüm kız arkadaşların orada, sıraya dizilmiş, en güzel halleriyle seni bekliyor da olmayacaklar. Pembe yanakları ve küçük mutlu gözleriyle. Böyle şeyler gördüğüm yok. Benim hayalimdeki ölüm Maurice, bir tür... sükûnet. Bilirsin ya? Sadece bir tür... sessizlik.

Ne güzel, diyor Maurice Hearne. Dinlendirici. 

Hayat boyu tahammül etmek zorunda kaldıklarımızı düşününce... Gürültü açısından.

Tam bir kakafoni Bay Redmond. 

Dünyaya bir çığlığın ucunda, zavallı analarımızın haykırışlarının dalgalarıyla geliyoruz.

Zavallı analarımız ve içlerindeki saman dökülmek üzere olan şilteler. 

İlk yaptığımız ne oluyor peki? Kükremeye, avaz avaz haykırmaya başlıyoruz. Ciğerlerimizi açıp basıyoruz feryadı. Var gücümüzle. Peki nasıl gidiyoruz? Hayatın diğer, uzak ucunda? Genellikle aynı şekilde. Gümbür gümbür kükreyerek!

Peki ya arada olanlar?

Gürültü Maurice. Salt gürültü ve dehşet. 

İnsan hayatta sessiz yerler arıyor Charles. Buluyor mu peki? 

Deliğine kapanırsa ancak.

Veya âşıkken, belki. 

Belki. 

Onu sevmiştim Charlie. 

Biliyorum. Çok üzgünüm. 

Uzun süre sevdim. Onu tanıyordum, biliyorsun ya? Cynthia'yı. Kim olduğunu biliyordum. 

Şimdi nerede olduğunu düşünüyor musun?

Evet, düşünüyorum. Çocuk oyuncağı olmayacak Charlie. 

Peki ya şeyse... 

Daha fazlası.

Diğer tarafta. Ya daha fazla...

Gürültü varsa?

- Kevin Barry, Tanca'ya Gece Feribotu