Ki bu insanlar bilmiyorlardı Tanrı'nın konuşamadığını! Eğer Tanrı konuşabilseydi kitap yazıp yollamazdı. Eğer konuşabilseydi yarattığı insanların dertlerine ve sıkıntılarına da ortak olabilir, onlara akıl verebilirdi. Ama O dilsizdir! O sadece yazabilir. Yazdığında da kutsal olur. İşte bu yüzden, sırf bu yüzden yazarlar kitaplarının kutsal birer metin olduğuna dahi inanabilirler.
2 Aralık 2021 Perşembe
Müziğin Genleriyle Oynamak
29 Kasım 2021 Pazartesi
Kral!
Carol bir adım öne çıktı. "Sen seviyor musun bizi?"
Bu zor bir soruydu. Birkaç dakika önce kendisini afiyetle yalayıp yutmak üzere oldukları düşünülürse Max herhangi birini sevip sevmediğinden emin değildi. Ancak kendini korumak adına ve bir şeyleri parçalayıp ağaçları ateşe verdikleri sırada hepsini çok seviyor olduğu için, "Evet. Sizi seviyorum," dedi.
Ira boğazını temizledi ve sesinde umut dolu bir tınıyla şöyle dedi: "Sen bizim kralımız mısın?"
26 Kasım 2021 Cuma
Ebeveyn Dehşeti ve Trajik Etkileri
Gençliğimde benim için çok büyük bir anlam taşıyan Rus yazarlar Dostoyevski ile Çehov'un yapıtlarını sonradan incelediğimde dissosiyatif mekanizmanın yüzyıl önce de nasıl kusursuz işlediğini gördüm. Nihayet anne babam hakkında kapıldığım yanılsamalardan vazgeçmeyi başardığım ve yaptıklarının bir bütün olarak hayatımın üzerindeki etkilerinin farkına vardığım zaman, daha önce herhangi bir önem atfetmediğim gerçekler konusunda da gözlerim açıldı.
23 Kasım 2021 Salı
Kaygı Çağı
Freud için kaygıdan bahsetmek demek, öncelikle ve temel olarak kastrasyondan bahsetmek demekti, ki buna katılmamak mümkün değil. Kastrasyon kavramını içermeyen bir kaygı teorisi olamaz. Hatta Freud başlarda kendi kendine bir çıkmaz yaratıp kastrasyonu penisin kaybedilmesi tehdidiyle ilişkilendirince, buradan mantıksal -ama klinik değil- bir çıkarsama yaparak erkeklerde kaygının daha çok olduğunu, kadınlarda ise penis olmadığı için kaygının olmadığını, bunun yerine penis hasetinin [Penisneid] olduğunu söyleyecekti.
18 Kasım 2021 Perşembe
Aklı Başındalıkla Mücadele Yolları
Ailenizden ya da yakın çevrenizden birinin aklının başında olması daima zor bir durumdur, ama doğru adımları atarak bu durumla başa çıkabilirsiniz. Burada en önemli nokta, kendinizi veya toplumu suçlamamaktır: Yakınınızın aklının başında olması hiçbir şekilde sizin suçunuz değildir, zira yakın çevre (ve toplumun geneli) bireyi delirtmek için elinden gelen her şeyi yapar; buna rağmen akıl sağlığını koruyan kişinin sorunu ise büyük ölçüde psikolojiktir veya stres kaynaklıdır. Bununla birlikte, şayet doğru şekilde müdahale edilmezse, aklı başındalık zamanla ilerleyip geri döndürülmesi zor bir noktaya gelebilir. İşte kliniğimizin sizin için derlediği öneriler:
1) Aklı başında bireyin en önemli çıkmazı, sorunlarla yüzleşme eğilimidir. Onun kafasını dağıtmaya, dikkati zihnindeki sorundan başka yere çekmeye çalışın. Bunun için kafanıza bir huni geçirip karşısında tef çalmanız gerekse bile hiç çekinmeyin. Ücretsiz danışma hattımız huni ve tef tedarikinde size yardımcı olacak, hatta dilerseniz personelden iki-üç kişiyi sizinle birlikte tef çalmaya gönderecektir. Böylece hem siz daha çok eğlenirsiniz, hem de yakınınız çoğunluğun ezici gücü karşısında daha kolay boyun eğer.
2) Doktorun önerdiği ilaç tedavisine sadık kalın. Aklını yitirmiş birey kötü bir olayla nasıl başa çıkılacağını bilir: Kendini alışverişe, tüketime, yemeye veya içmeye verir, olayı görmezden gelir, hiç olmamış gibi davranır vs. Aklı başında olan birey ise kişisel veya (sözde) toplumsal bir sorunla karşılaştığında, hiçbir şeyi değiştiremeyeceğinden bihaber olduğu için gereksiz yere tepki verir, sonuçta da hem kendini mutsuz eder hem de toplumun huzurunu kaçırır. Fakat doğru ilaçlarla hastanın ruhen ve bedenen uyuşturulması sağlanarak bu güdüler baskılanabilir.
3) Gerçekçi beklentilere sahip olun. Aklı başındalık tedavi edilebilir olsa da hemen düzelebilecek bir sorun değildir. Mucize beklemektense yakınınızın kaydettiği küçük ilermeleri teşvik edin. Mesela bir olaya aklı başında bir tepki vermek yerine gülüp geçtiğinde onu ödüllendirin; böylece gülümsemesi zamanla kahkahalara dönüşecektir.
4) Onu aranıza alın. Hatta çevresini sarın. Sizinle daha çok vakit geçirdikçe kendi saplantılarının anlamsızlığını daha iyi görecektir.
5) Sosyalleşmenin yalnızca belli türlerini teşvik edin. Yakınınızın aklı başında olan başka kimselerle temasta bulunmasına izin vermeyin, zira böyle bir yakınlaşma zararlı tavır ve davranışların güçlenmesine neden olacaktır. Ülkemizde her aklı başında bireye karşılık yüz deli bulunduğundan böyle bir teması engellemeek zor değildir.
6) Aklı başında olan yakınınıza yardım ederken kendinizi korumayı da ihmal etmeyin. Aklı başındalık bulaşıcı olmamakla birlikte, fikir alışverişinin bu rahatsızlığa yatkınlığı güçlendirdiği klinik deneylerle kanıtlanmıştır. Dolayısıyla yakınınızın söylediklerini dinlememeye özen gösterin. O konuşurken içinizden "portakalı soydum", "bir berber bir berbere", "kartal kalkar dal sarkar" gibi tekerlemeler söyleyebilirsiniz. Tekerlemeler konusunda yine ücretsiz danışma hattımızdan destek alabilirsiniz.
7) Bütün çabalarınıza rağmen yakınınızda herhangi bir gelişme görmezseniz ona nanik yaparak tepkinizi göstermekten çekinmeyin. Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir, tekdir ile uslanmayanın hakkı naniktir.
- Özde Duygu Gürkan, Metis Ajanda 2015 - Beni Siz Delirttiniz